Card image cap

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ve İŞİTSEL ALGI EĞİTİMİ (AİT)

Öğrenme güçlüğünün pek çok nedeni olabilir, ancak bunlardan asıl öneme sahip olup sıklıkla göz ardı edilen çocuğun dinleme yeteneğidir.  AİT ile yapılan dinletilerde hedef bireyin mesajı aktif, doğru ve hızlı alıp, yorum yapabilmesidir. Onun için birinci basamak duyma yeteneğidir. Bu işlem pasif olarak gerçekleşir. İstisnai olarak öğrenme güçlüğü gözlemlenen vakaların çok az bir kısmında işitme kaybı tespit edilmiş olup, genellikle işitmeleri normal değerler aralığındadır. Hatta şaşırtıcı biçimde pek çoğu çok keskin işitme değerlerine sahiptir. O kadar ki işitme kabiliyetlerindeki aşırılık hedef mesaja odaklanmayı tehlikeye sokabilir.


Okuldaki dinleme ve başarı arasındaki ilişki dinleme, okuma ve seslere çözümleme arasındaki bağlantıyı anlamaya dayanır, çocuk okumayı öğrenirken, harfleri ve bunları temsil eden sesleri koordine etmek zorundadır. Yazılı semboller seslerle ifade edildiği için, anlamda okuyan kişinin sesleri çıkartış durumuna göre değişir. Bunun için işitsel-görsel ve sözlü sistemin eş zamanlı senkronize biçimde gerçekleşmesi gerekir.

Çocuklar, sözcük veya cümledeki sesleri yavaş ve zor bir şekilde çözümlediği zaman anlamı kaybederler, verilmek istenen mesajı anlamazlar. Akıcı bir okuyucu bilginin zamansal ve mekansal yönlerden analizini ve sentezini gerçekleştirir. Böylelikle yazılı sembollerle ifade edilmek istenen mesajları hızlı ve doğru biçimde yorumlar. Okuma ve yazma güçlüğü genellikle ses gruplarının doğru ve hızlı biçimde algılanamamasından, diğer ifadeyle dinleme probleminden kaynaklıdır.

Sözcüğü seslere ayırmak dinleme problemi olan pek çok çocuk için zordur. Yazarken seçtiği sözcüğü seslere ayırır, bu seslerin ifade ettiği sembolleri içsel veya dışından seslendirerek sıralı biçimde görselleştirir.

AİT prosedüründe bireyler düzgün dinleme için eğitilirler. Geniş bir frekans aralığında dinamik müzik dinletisi gerçekleştirilir. Melodinin volüm ve tonu sürekli ve rastlantısal olarak değiştirilir, ancak ritim ve kalıp değiştirilmez. Gerek görülürse seçilmiş olan frekanslardaki yoğunluğu düşürmek için filtreleme yapılabilir. Bu işitsel uyaranlar tüm ses spektrumumuzu etkili ve koordineli olacak şekilde açar. Okuma ve yazmayı öğrenen çocuklar sözel ve yazılı mesajları kolaylıkla entegre ederler. Öğrencinin başarısı arttıkça kendine olan özgüveni de artacaktır.

Çocuğun dinleme kabiliyeti etkili biçimde geliştikçe eğitimle ilintili diğer alanlarda olumlu olarak etkilenecektir. Öğretmen tarafından verilen sözel yönergeler hızlı ve kolay biçimde anlaşılacak, sorulara kolaylıkla cevap verecektir. Daha işbirlikçi ve uyumlu çocuklar kendilerinden istenenleri kolayca yapabilecekken, yönergeleri algılamakta güçlük çekenler işbirliği oluşturmakta zorlanacaklardır.

Etkili dinleme becerisi ayrıca çocuğun çalışma performansının tutarlı olmasını sağlayacaktır. Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin çoğu iyi ile zayıf arasında dalgalanmalar gösterecektir. Bu değişkenlik yapmış olduğu işteki yorgunluktan ötürü olabilir. Kötü bir dinleme becerisi çocuk açısından diğer akranlarına göre daha çok efor harcamasını gerektirecektir. Bunun sonucu olarak yorgun olacak, belki dinlenmek için kendisini bir süreliğine kapatacaktır. İyi bir dinleyici karşısındakinin ne dediğini kendisini yormadan bilecektir.


İyi bir dinleme becerisi sosyal açıdan da avantajlar sağlayacaktır. Sosyal çevreden gelen sesler bunaltmayacaktır. Sosyal ortamdan izole olmuş bireyler arka plan sesleri ekarte etme ve konuya odaklanma problemlerinden ötürü hep geri planda kalacaklardır. Belki de konuyu anlamaktaki güçlük ve aktif katılımcı olamamaktan ötürü de kendilerini çekebilirler. İşitme sistemlerine çok yüklenmekten kaynaklı stres ve kaygı oluşabilir. Dinleme becerileri geliştirildiği taktirde daha uyumlu sosyal beceriler sergilerler.

Örneklerden de görüldüğü üzere optimum dinleme becerisi ile okul başarışı arasındaki bağ önemlidir.

Kaynak: By Sally Brockett, M.S., Educational Consultant